Bu sözü unutan ben, dün akşam üzeri annemleri aradım. Sonra yine aradım, yine aradım, evde yoktular. Cepten arayacaktım ki aklıma yemeğe çıkmış olabilecekleri geldi. Oğluma bu tahminimi söyleyince, bu ara sık sık hastalanan anneannesi ve dedesi için, " aman acile gitmiş olmasınlar da" deyip, içime kurt düşürdü. O arada kardeşim aradı, annemlerin yemeğe çıktıklarını teyit etti, ben de "ohh" dedim.
Biz onlara bir sürü romantik yer tavsiye etmiştik. Annem babama ben gezmek istiyorum deyince, alışveriş merkezine gitmişler. Yapı market gezmişler :) Sultanahmet Köftecisi'nin romantik :) ortamında babam anneme tektaş hediye etmiş. Geçen anneler gününde babamın aldığı yüzüğü kaybedip, ona hala söyleyemeyen annem, bunun acısıyla "bunu yapmayacaktın", demiş. Babam da annemin bu sürprize bayıldığını düşünerek gurur olmuş.
Biz onlara bir sürü romantik yer tavsiye etmiştik. Annem babama ben gezmek istiyorum deyince, alışveriş merkezine gitmişler. Yapı market gezmişler :) Sultanahmet Köftecisi'nin romantik :) ortamında babam anneme tektaş hediye etmiş. Geçen anneler gününde babamın aldığı yüzüğü kaybedip, ona hala söyleyemeyen annem, bunun acısıyla "bunu yapmayacaktın", demiş. Babam da annemin bu sürprize bayıldığını düşünerek gurur olmuş.
(Babacım blogumu okumuyorsundur umarım.)
Neyse hafta sonu Ada' yla bol bol oyun oynadık. Oyunu bizzat rol alarak oynamayı çok seviyor. Sen şimdi şusun, şimdi busun denildiğinde, anında rolden role giriyor. Hayal gücü çok geniş, şimdiki tüm çocuklar gibi. O kadar güzel rolüne adapte oluyor ki, ondaki heyecanı gördüğümde içim kımıl kımıl oluyor. Ne güzel şey çocuk olmak. Ne güzel şey Ada' nın teyzesi olmak. Artık büyük tuvaletini de sorunsuz yapabiliyor. 3-4 gün saklıyordu, kakasından korkuyordu. İki haftadır normal insanlar gibi vaktinde ve tuvalete yapabiliyor. Bu alışkanlığın tam kreşe başlamasıyla eş zamanlı edinilmesi de ayrıca sevindirdi hepimizi.
Neyse işte hafta sonu Ada'yla masal oynadık. Masal oynarken o masalı tiyatro şeklinde oynuyoruz ve bu onun çok hoşuna gidiyor. Geçen sefer onun deyimiyle "Kalpli Kurttan (kötü kalpli kurt) Kaçan 3 Küçük Civcivi" oynamıştık. En hoşuna giden civcivlerin evlerinin yıkılması olayıydı. Yerlere yattı gülmekten. Sonunda kurt bacadan girip kaynar suya düştüğünde, "artık arkadaş olalım, yeme bizi, kurdu öpelim" diye olayı mutlu sona bağladı kendiliğinden. :)
Bu seferki masalımız Hansel ve Gretel' di. Berkehan oduncu babamızdı. Ada Hansel, ben de Gretel'dim. Ebru (Ada'nın annesi-kardeşim) karşı koltukta Naz'ın yemeğini yediriyor, Naz gözlerini kocaman açmış bizi izliyordu. Oduncu babamız odunlarını keserken, biz Hansel' le sarılıp uykuya daldık. Oduncu babamız saklandı ve ben telaşla uyanıp "Hansel uyan uyan babamız yok" diyerek onu uyandırdım. Ada etrafına müthiş heyecanla bakıp, annesini gözüne kestirip sevinçle bağırdı:
"OLSUN ANNEMİZ VAR" :) :) :)
Hepimiz koptuk, yerlere yattık. Bu sahneyi defalarca oynayıp, odadaki anneyi, babayı, dayıyı vs... gelen geçeni binbir güçlükle yok sayıp, nihayet pastadan, çikolatadan yapılma evin içine girip, cadı kadına kendimizi kafese kilitlettik. Babamız bizi kurtarmaya geldi ama Ada inatla kafesten ve pastadan evden çıkmak istemedi :) Bu masal da bu şekilde bitti. :)
HAMDİCİK :)
Geçenlerde aldığım bilekliği görünce oğlum, "aaaaaa hamdicikli kolyenle takım olmuş", dedi. "Hönkkk" diye kaldım. Sonradan anlaşıldı ki, 2 yıl önce eşimin aldığı yusufçuklu kolyeden bahsediyormuş.
Hamdicik = Yusufçukmuş yani :)
(Bu arada oğlum 14 yaşında :) )
7 yorum:
Çok tatlı yaaa...
ayyy canim benim yaa
Allah uzun omur versin onlara ,saglikl amutlulukla insallah..Ne guzel gezmisler..
Tam duygulanmistim ki Hamdicik de koptum ,agzimdan cayi puskurttum huhahahhahahaa Hamdicikkkkkk
Allah nice 40 seneler nasip etsin inşallah valla çokta romantiklemiş ben tarihini bile bazen unutuyorum:))
Ada'nın dediği ise çok komik gerçekten olsun ölen ölür kalan sağlar bizimdir der gibi :))
Hamdicik yusufçuk aynı kapıya çıkar benimkide 13 yaşında geçen gün ne pişireyim dediğimde görümce pişirir misin dedi valla elimde olsa pişirirdim oğlum ama cinayete girer dedim meğerse mercimek istiyormuş:))
Ne güzel, Allah bizlere de nasip etse,bizimkiler de 36 yılı devirdi,halen güzel bakıyorlar birbirine, biz öyle olamayacakmışız gibi geliyor bana nedense.Sevgiler...
bende işyerinde okurken hamdicikli kısıma koptum. Ne güzel ilgileniyorsunuz çocuklarınızla, walla hayran kalıyorum. Allah ağzınızın tadını hiç bir zaman bozmasın. Sevgiyle kalın...
Yeliz ben öyle çok duygulanmaya izin vermem işte:))
Fundacım seninki de süpermiş. Ben börülce sandım, mercimek çıktı yaa :)))
Kaymaklıkadayıf amin, inanırsak olur bence :)
Küçükgüneşim amin, Allah sana da nasip etsin, ilgilenilmez mi onlarla.
Nasıl şeker, nasıl hazır cevap oluyorlar... Onları izlemeye bayılıyorum ben de. Yaptıkları unutuluyor malesef ama mutlaka bunları yazmak, büyüyünce de okutmak lazım.
Yorum Gönder