Sayfalar

21 Mayıs 2010 Cuma

Kalpli,Kuşlu,Yusufçuklu Keçe Kapı-Duvar Süsü


       Geçtiğimiz günlerde önizlemesini yaptığım çalışmamın bitmiş hali. Nihayet tamamlayıp bugün kargoya vereceğim. Elimden çıkarmadan fotoğrafladım.
       Kullandığım her bir detayın o kişiye getirmesini dilediklerime ve sipariş sahibinin hediye edeceği yakınını için dilediklerine uygun, özel bir simgesi var. Gerçekten kişiye özel tasarlandı yani :) O kadar zevkle çalıştım ki, umarım gittiği eve şans,mutluluk,huzur getirir.
        Aslında iç mekanda kullanmak üzere tasarlandı. Fakat veranda veya balkonda, kapı süsü olarak dış mekanda da kullanılabilir. Cama asılabilir. O nedenle iki yüzünü de farklı tasarladım.

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Geçen Yıldan


Geçen yıl düzenlediğim ve tüm katılımcı bloggerlarla çok zevkle yürüttüğümüz Elim Sende etkinliğindeki çalışmalarımdan derlediğim bir film. Web albümlerimi dolaşırken bulunca yayınlamak aklıma geldi.Film haline getirince fotoğraf kalitesi düşüyor ne yazık ki...

17 Mayıs 2010 Pazartesi

Ben Geldim

       Biz yerleştik :) Bu akşam bir posta daha malzemelerimin birazını taşıdım. (eşim isyanlarda, taşı taşı bitmiyor) Az önce halılarım yıkamadan geldi. Ev misler gibi kokuyor. Geldiğimiz günden beri de daha evde oturup tadını çıkaramadım gibi birşey. Havanın ısınmasıyla birlikte gezmeler de başladı. Bu sabah çok tatlı bir grupla kahvaltıdaydık. Akşam beşte eve geldik. Fırsat buldukça getirdiğim kolileri yerleştiriyorum. Bu hafta içi yetişmesi gereken siparişlerim var. Gidilecek yerler var. Gece muhabbetleri var. Gün yetmemeye başladı... Neyse herşey yolunda, mutluyum, mutluyuz... Mailden, yorumlardan soranlara toptan bu postla cevap vereyim istedim. Şimdi son getirdiklerimi yerleştirip, yapabilirsem siparişlerimi tamamlamaya çalışacağım.

      Yakında görüşürüz...

13 Mayıs 2010 Perşembe

Önizleme

Dün aldığım bir siparişin önizlemesi...
       Bugün bahar mı çarptı bilmiyorum ama tüm enerjimin sıfırlandığını hissettim. Akşamüstü kendimi zorlayıp odama geçtim. En zoru tasarlama aşamasıydı. Hayal ettim, tasarladım, çizdim, kestim, birazını da diktim.
       Yarın sabah (size göre bu sabah) yazlık eve geçiş çalışmalarına başlıyoruz. Dolap falan toplarım, diyordum bugün ama hiçbirşey yapamadım. Cuma günü temizliğe kadın gelecek. O gelmeden çatıyı temizleyip malzemelerimi hemen yerleştirmem lazım. Temizlik yapılırken ben de çalışırım.Yarından itibaren birkaç gün belki de birçok gün buralarda olmayabilirim. Pazartesi internet bağlantımız da yapılır tahmin ediyorum. Şimdilik hoşçakalın.

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Olfa Daire Kesim Videolu

Olfa yazı dizimin 3. ve şimdilik sonuncusuna geldik. En çok sevdiğim, en pratik bulduğum ve oynamaya doyamadığım bu Olfa Circle Cutter (daire kesici) Adından ve fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere çeşitli çaplarda daireler kesmenizi sağlıyor. Pergel mantığıyla çalışıyor.
       Kesmek istediğiniz çapı aletin üzerindeki inch ya da cm cinsinden ayarlayıp vidayı sıkıp, iğneyi sabitliyorsunuz. Bıçak koruyucusunu açıp, videodaki gibi kolayca kesiyorsunuz. Kesinlikle mat üzerinde kesim yapıyorsunuz. Kullanmadığınız zamanlarda iğnenin koruyucusunu takıp, bıçağın koruyucusunu indiriyorsunuz. 3-4 mmlik keçeyi bile bu aletle kesebildim. Örneğin,  buradaki peçete halkalarımın ve keçelerini bu aletle kesmiştim.


How to Use Olfa Circle Cutter?
Yükleyen sesiber. - Sanat ve animasyon videoları.


Çok fazla kullandığım ve her boş vaktimde yaptığım yo yolarımın kesimlerini artık bu aletle yapıyorum.
Yapılabileceklere ve yaptıklarıma örnekler aşağıda.

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Sevgili Günlük- Karışık

       Bugün anneler günüydü (siz okurken dün, olacak). Bizde bugün iki elimiz kanda olsa da çok önemle kutlanır. Eşim ailenin bütün annelerine ve anne adaylarına çiçekler alır.
       Annelerimize şık saatler aldık bu sefer. İşin tuhafı erkek kardeşim de neredeyse benim aldığım modelin aynısı bir saat almış anneme. O bizden sonra geldi annemlere. Masadaki saat kutusunu görünce panikle, "bunu kim kime aldı" dedi. "Ben anneme aldım" dedim. "İyi halt ettin" dedi. "Asıl sen ettin, ben bir ay önce aldım", dedim, gülüştük. Benimki altın kaplama, onunki çelikti. Annemle dalga geçtik, sünnet çocuğu gibi oldun, diye :) Olsun birini günlük kullanırım, dedi. Annemi, babamı yemeğe götürdük. Kız kardeşim Ada'yla yurtdışında olduğu için Naz'a hafta içi bakıcı, hafta sonu da annem bakıyor. Annemi çok yorgun ve bunalmış gördüm. Yemekte Naz, aynı anda üçümüzün de üstüne kustu. Tüm gün o şekilde dolaştık ama gayet kendimizle barışıktık :)
       Bizi çok korkutan hastalığını tamamen atlatıp, Cumartesi hastaneden eve dönüp, neşesi yerine gelen kayınvalidem, bulaşık yıkarken bile takarım, bu kadar daha mı yaşayacağım, dedi. İkisi de çok beğendi hediyelerini, biz de mutlu olduk.
       Cumartesi eşim de Ankara'dan döndü. Oğlumla kenar köşe fiskoslardan sonra beraber çıktılar. Anladım, tabii. Neyse bu sefer çıkarken, sana ne alalım, diye sorup beni sinir etmediler. Gelince oğlum ısrarla, "bu akşam hediyeni verelim", dedi. Ben de ısrarla, "yarını beklemek istiyorum", dedim. O kadar heyecanlıydı ki, ısrarla ipuçları vermeye başladı. Sonunda da ağzından kaçırdı. "E getir o zaman", dedim. Yürüyüş ayakkabılarım eskimişti. Genelde Nisan ayında düzenli yürüyüşe başlarız. Bu yıl henüz başlayamadık. Eh artık ayakkabılarım da geldi.. Haftaya başlarız, sanırım :) 
       Blog Ödülleri (BÖ) sonuçlanmış. Hobi bloglarından ilk beşe kalanlardan dördü favorimdi. Birinci olan blogu pek yanımıyorum. Ben de adaydım fakat buraya BÖ butonu eklemek dışında çalışmadım. Rakiplerimin arkadaşlarım olduğu ve maddi ödül söz konusu olan yarışmalarda olayları gelişine bırakıyorum ben. Böyle daha iyi ve huzurlu hissediyorum kendimi. Evdeki 4 telefonun bile sadece ikisinden oy kullandık. Nedret abla (Neduk) iki gündür yazmayınca ödül almaya gittim sanmış. Yok vallahi, ben dün eşimi bekledim, gzel yemekler yaptım ve sonrası tüm gün bahçede çay-kahve faslındaydım :) Dün bahçede bir sürü kumaş kesip, bir sürü yo yo yaptım. Güneş çok iyi geldi ruhuma...
       Okan'da Özlem Tekin ve Elif Dağdeviren var. Özlem tekin çok kilo almış ama hala tatlılığından, doğallığından birşey kaybetmemiş. Elif Dağdeviren çok bozulmuş, saçı hiç yakışmamış. (rengi de kesimi de) Herkes bu ara saçını bu model kestiriyor ve ne yazık ki çok az kişiye yakışıyor. Eşimin tabiriyle çok paçöz bir imaj vermiş.
       Her Açıdan'da Ruhat Mengi de böyleydi sabah. Friendfreed'e yazdığımı mı gördü, evdeki söylenmelerimi mi duydu ne; o klasik hırkalarını çıkarıp dekolteli, çizgili spor bir top ve spor bir ceket giymiş ve en önemlisi gülüyordu yahu. Konu Deniz Baykal' ın skandalıydı ve aylardır, yıllardır gülmeyen Ruhat Hanım, bugün pek bir gülüyordu. Tek gülen o değildi. Seviyeli konuşmalarıyla tanıdığım, Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurşen Mazıcı, nedense ancak içten pazarlıklı bir mahalle kadınına yakıştıracağım, açıktan değil, sinsice ve göze batmayan ve fakat benim aklımdan çıkmayan uslubuyla ne yapıp edip, Baykal'ın eşi Olcay Hanım'ın birkaç kez ısrarla adını geçirdi. Kışkırtıcı ve hoş olmayan yorumunu hiç sevmedim. Bir kadın bir kadını bu duruma düşürmemeliydi bence. Henüz doğruluğu kanıtlanmamış olsa bile, Baykal bunu yapmışsa bile (ben hiç inanamıyorum ya da canım öyle istiyor) Olcay Hanım'ın adının, o şekilde geçmesini gerektiren bir durum yaratılmamalıydı.
       Tatil molası, günlük postu girdim. Bundan sonraki postta Olfa Circle Cutter'la yazı dizimize devam...
Mutlu haftalar...

7 Mayıs 2010 Cuma

Olfa Oyuncaklarım - 18 mm. Rotary Cutter


How to Use Olfa 18 mm. Rotary Cutter
Yükleyen sesiber. - Bağımsız web videoları.
Olfa yazı dizimin devamında, özellikle serbest formlu, kıvrımlı, küçük mesafeli kesimler için kullanışlı olan Olfa 18.mm lik Rotary Cutter konusunu işleyeceğiz.
       Kameramanla tartışmadan önceki son video bu. Biraz sanatçı kaprisi yaptım. O da kızdı, çekti gitti. Bundan bir önceki, yayınlayamayacağım kadar kötü videoda, işin bitiminde (sanırım çok sıkıldı) elime aldığım kuş parçası yerine tavanları çekmiş. Ben de "emeğe saygı" tarzında söylenince, vaktinin dolduğunu söyleyip okula kaçtı...
       Bundan sonraki dersimizin konusu Olfa Circle Cutter (oynamayı en sevdiğim)

6 Mayıs 2010 Perşembe

Olfa Oyuncaklarım - 45 mm. Rotary Cutter

         Gecikmeli de olsa nihayet bu konuyla ilgili yazı dizimi tamamladım. Pembe dizi kıvamında 3 bölüm halinde paylaşacağım .
         İlk fotoğrafta hepsinin toplu görünümü var. Olfa kesim matı, cetvel, 45 mm. Rotary Cutter, 18 mm. Rotary Cutter ve Circle Cutter. Hepsini tek tek tanıştıracağım. Hatta bundan sonraki iki post videolu. Video çekimlerini oğlum yaptı. Bu bölüme geldiğimizde, niye ona basmadın, niye bunu çekmedin şeklinde kavga ettiğimiz için, küstü gitti :)
        Tüm bu kesicileri kullanmak için kesim matı ve düz kesimler için bu özel cetvelin de olması şart. Nasıl bir malzemeyse, herşey kesiliyor, çiziliyor, onlara birşey olmuyor. Kesim matının üzerindeki ölçüler inch cinsinden. Mat ve cetvelle çalışmaya başladığımdan beri inch kullanmaya alıştım. Özellikle Etsy ürün açıklamalrında bu pratiğin çok faydasını gördüm ve görüyorum. Matın üzerindeki çizgiler, vs... kullanım açısından, kumaşı ortalamak, açılı kesim yapmak gibi durumlar için çok kolaylık sağlıyor. İlerleyen zamanlarda en büyüğünden sipariş vereceğim. Şimdilik bu bana yetiyor.
      En çok kullanılan model olan bu 45.mm lik kesici bir harika. Çok keskin döner bir bıçağı var. Bıçaklar istenildiğinde yedekleriyle değiştirilebiliyor.Kumaş kalınlığına göre, 2 ve daha fazla kat kumaşı birarada kesebiliyor. İnce sentetik keçenin 2-3 katını sorunsuz kesiyor. Alttaki fotoğrafta 2 katın kesilmiş halini görebilirsiniz.
       Bu bıçakla kesmenin makastan farkı, pratik oluşu, çok düzgün kesiyor oluşuı, baskı uygulayarak kestiğiniz için kumaşta ipliklenme olmaması, her bakımdan çok kullanışlı. Bıçağı kullanmadığınız zamanlarda emniyeti sağlamak için saptaki siyah tetiği iterek bıçağın koruyucusunu ortaya çıkarmış oluyorsunuz.
       Bu aletleri yıllardır görüyordum. İlk olarak, patchwork yaptığım zamanlarda aldığım dergilerde görmüştüm. Fakat kullanıp bana anlatan biri olmadığı için almakta kararsızdım. Nilüfer'le konuşurken onun tavsiyelerine güvenerek almaya karar verdim. Tüm dünyada en çok kullanılanı bu modelmiş. Özellikle Olfa markasının üstüne yokmuş. Onu da alayım, bunu da derken Nilüfer sağolsun diğerlerine de sahip olmama yardımcı oldu. Taaa Amerika'lardan alıp, yolladı bana, sağolsun...

Sonuç olarak bunlarla oynamaya bayılıyorum Tam teşekküllü kraft kadını oldum :)

Sevgili Günlük- Ben Bu Sabaha Böyle Uyandım :)

       Dün gece çok geç yattım. Eşim Ankara'daydı. Ben de geç vakitlere kadar bir şeyler tasarlayıp, göz kapaklarım kapanmış vaziyette yatağa pestil gibi attım kendimi. Sabah 6.30 da saatlerce uyumuş gibi uyandım. Saat çalana kadar bir saat daha uyuyayım, dedim. Aklıma güle bağladığım paralar ve dilek kağıtları geldi. Koridora gelince baktım oğlumun odasının ışığı yanıyor. Sınavı da yoktu, niye erken kalktı diye meraklandım. Laptop önünde proje ödevini hazırlıyormuş. Üstelik ödev teslimi bugün değilmiş. Hayretler içerisinde kaldım (uykusu çok tatlıdır çünkü) ama neyse... Üstüme bir hırka alıp paraları toplamaya bahçeye indim. Eve çıkınca üşüdüm ve kahvaltısını hazırlayıp tekrar yattım. Onun saati gelip "gidiyorum öpücüğü" için geldiğini hayal meyal hatırlıyorum. Uykumdan 2-3 tane birbirine karışmış siren sesiyle uyandım. Çok korktum. Yan yoldan geçti, ambulans mı itfaiye mi anlayamadığım sesler. Hemen korkup oğlumu aradım. Neyse o sağ salim gitmiş okuluna. Hala da öğrenemedim neler olduğunu...
       Neyse kalktığımdan beri mutfaktan 10 kere geçmişimdir ama bu günümü güzelleştiren notu kaç saat sonra gördüm. Canım benim, sana da Allah senin gibi güzel evlatlar versin...
       Eşimin evde olmamasından istifade edip, dün öğlende mutfağa yayıldım. Ama ne yayılmak. Notu fotoğraflarken bu manzarayı da kayıt altına aldım. Bugün de bu masadakilerle beraberim. Belki yarın da...
       İşte ben böyle güzel ve dağınık bir sabaha uyandım, ya siz?

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Sevgili Günlük-Hıdırellez 2

        Ben çok inanırım bu günün özelliğine.5 Mayıs' ı 6 Mayıs' a bağlayan akşam güle para bağlamak, yerlere veya bir kağıda dileğimizi çizmek ya da maketini yapmak, taze soğan saplarını bağlamak gibi ritüelleri coşkuyla yerine getiririz. Eskiden ateşten de atlardık. Komşunun 4 adet taze soğanını günler öncesinden reserve ettim bile :) Yarın bağlayacağım... Bu soğanlar hep doğruyu söylüyor. Yıllardır bebek için bağlarım, hiç uzadığını görmedim. 3-4 yıldır bebek istemeyi bıraktım, küstüm bu dileğime. Diğer dileklerim uzar, o yerinde sayar. Geçen yıl SBS için bağladığımız tuttu ve oğlum Anadolu Lisesi'ni kazandı.
       Haftalar öncesinden, arkadaşlarla Perşembe günü bir yerlere gitmeyi planladık. Hatta ilk olarak piknik-mangal yapmayı düşündük. Sonra  uğraşmayalım, yemeğe gidelim, dedik. Yazıyı yazdığım saatlerde henüz kesinleşmemiş olmakla birlikte, bir yemeli içmeli kutlama olacağı kesin gibi :)
       Bugün arkadaşlarımla Hıdırellezi konuşurken, biri çantasından geçen sene yazdığı dilek listesini çıkardı. Ferman gibi birşeydi. İstemedik birşey bırakmamış, dünyada cennet gibi... Kızdık ona, senin yüzünden Hızır A.S. bize gelmeye fırsat bulamayacak diye :) 
       Geçen yılki Hıdırellez yazım burada, yorumları tekrar okudum az önce. Bence siz de okuyun :)
Türk Wikipedia'sı Vikipedi bakın ne kapsamlı yazmış konu hakkında...

Güncelleme: Taze soğan olayını sormuşsunuz. Link verdiğim geçen yılki yazımda yazıyor. Oradan okuyabilirsiniz.

4 Mayıs 2010 Salı

Etsy'de Satış Yapma Kılavuzu

       Hep maillerde, yorumlarda soruyorsunuz. Etsy'de nasıl satış yapabilirim? İpuçları neler? vs....
Eğer eşref anıma denk gelirse, satırlarca yazıyorum. Bazen de, vakit azlığından, canımın sıkkın oluşundan veya sorunun ve soranın ciddiyetine göre cevaplarımın uzunluğu ve samimiyeti değişiyor.
                                                              Müjdemi isterim: 
Konu hakkında kaliteli ve buram buram tecrübe kokan bir ağızdan yardım geliyor, Etsy girişimci adaylarına...
       Eski Isot Team'ın kurucusu Nilüfer, ISOT Team bloğunu bu faydalı ve hayırlı işe ev sahibi yaptı ve Etsy ile ilgili, altın değerinde bilgiler içeren postlar hazırlıyor ve sürekli güncelliyor. Ben de vakit buldukça ilgileneceğim. Takıldığınız konuları sorabileceksiniz. Tek ricam, sorularınız mantıklı olsun. Önce biraz kendiniz kurcalayın, gerçekten takıldığınız yerde sorun. Hiç bir şeye başlamadan, havada sorular soranlar var. Nereden başlayıp, nasıl anlatalım, siz de hak verirsiniz.
       Öncelikle ve mutlaka orta derecede İngilizceniz ya da bu konuda yardım alacağınız bir yakınınız olmalı.
Neyse geri kalanı blogda okursunuz...
Kolaylıklar diliyorum ve Etsy diliyle Enjoy! :)

Çalıntı İçerik Şikayetleri İçin Google Yardımı

       Eskiden şahıslar tek tük içerik çalarlardı. Hala da yapanlar var da, çoğu çabalarımız sayesinde ya işin etiğini öğrendiler, ya bloglamayı bıraktılar, ya siteleri-blogları kapandı ya da işi profesyonele çevirip rssyle beslenmeye başladılar.
       Diğerlerinde yorumlarda şikayetinizi belirtip, çok çirkince de olsa karşıdan bir cevap geliyor da bu rss hırsızlarında duvarla konuşsanız daha iyi.
       Bazısı bunu normal bir şeymiş gibi görüyor, uyardığınız zaman o kadar mahçup oluyor ki, siz daha çok üzülüyorsunuz ama en azından bir kültür hizmetinde bulunmuş oluyorsunuz. Bazısı da var yabancı sitelerde ne var ne yok toplayıp, link vermeyi bırakın, fotoğrafların üzerine bir de aslan gibi blog adını, logosunu falan basıyor. Nasıl bir cahilliktir. Hiç mi empati kurmaz insan... Benim takı fotoğraflarımla Gittigidiyor'da satış yapan biri vardı. Bu tür siteler çok duyarlı, anında üyeliğini iptal ettiler. Son zamanlar Pasaj' daki arkadaşlarımın başına da geldi aynısı. Aynı sanal dükkan çatısı altında bile yapmaya cesaretleri var düşünün.

       Şahıs olanların bana genelde verdiği en kibar cevap. "Madem yayınlanmasını istemiyorsun, neden internete koyuyorsun?"
        -Benim emek ettiğim, düşündüğüm, tasarladığım, yazdığım, yaptığım,çizdiğim birşeyi benim diye yayınlıyorsam benimdir ve beğenip canın yayınlamak istiyorsa, bir zahmet izin alır ya da link verir öyle yayınlarsın. Buna çok memnun bile olurum. Bu işin edebi,terbiyesi budur. Bu konuda çok ciddiyim, hassasım, elimden geleni yaptım-yaparım. Yapmak isteyene de mutlaka ve mutlaka yardımcı olurum.
Peki her iki hırsıza karşı ne yapacağız?
       Son şikayetimde İngilizce'ydi. Türkçe' sini de yapmışlar. Çok ta iyi olmuş.
Tepkisiz kalmayın. Hatta ben bu linki buton olarak koyup blogumun baş köşesine yerleştirmeyi düşünüyorum.
Yazı için resim ararken sinerjik,org daki yazıyı gördüm. Okumanızı tavsiye ederim. Yazımdaki görsel de oradan...
          Konu hakkındaki yasal haklarımızı öğrenmek isterseniz Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nu okumanızı tavsiye ederim.

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Nazar Kuşları Sünnet Seti


      Geçtiğimiz hafta çalıştığım sünnet hediyesi kuşlu anahtarlıklar, altın yastığı ve maşallah bandından oluşan sünnet seti.
Yiyorum Büyüyorum' un annesi :) Zümrüt'ün oğlu, Alex Kaan için özel olarak tasarladım.
       Sünnet süslemeleri ne yazık ki, çoğunlukla satenler, simler, parıltılar içinde, annelerin kadınsı zevklerine göre (ki ben kadın ve anne olarak ta simli, şatafatlı takımları, havluları, vs... eşyaları kendim de kullanmam) yapılır. Ben buna çok karşıyım. Bu hazırlıklarda çocukların çocuk olduğunu unutmadan, onlara hitap edecek süslemeler kullanmaktan, hatta sadelikten yanayım. Zümrüt' le de aynı zevkte olunca ortaya bunlar çıktı. Kumaşçıya gidip sünnet sepeti süslemek için kumaş arıyorum, deyince saten kumaşların olduğu bölüme aldı beni. Bense kafamda pötikare düşüncesiyle girmiştim ve öyle de çıktım.

Aynı tema renklerle oynanarak kız ya da erkek bebek doğum mevlütlerinde de kullanılabilir.
Konu hakkındaki daha önceki yazımı ve kendi oğlum için 8 yıl önce diktiğim Winnie The Pooh temalı sünnet pikesini buradan görebilirsiniz...

2 Mayıs 2010 Pazar

Keçe Dinozor Mouse Bilek Yastığı

Bir sonraki postum mavi olacak demiştim, bir önceki postumda. Fakat Pazartesi gelecek mavili post... Pazar günü bu tembel dinozorla Pazar temasına uyalım dedim... 
Keçeden ve dayanıklılığı artsın diye makina dikişiyle yaptım bu dinoyu. İçine boncuk strafor doldurdum. Oyuncak olarak  veya mouse bilek yastığı olarak kullanılabiliyor. Kendisi geçen hafta mavili postun sahibini öpmeye gitti...
Bu arada doğrusunun "dinozor" mu "dinazor" mu, olduğu konusunda yazarken takıldım. Doğrusu "dinozor" muş. Bu da küçük bir bilgi, benim gibi takılanlar için...
Yarınki postun önizlemesi...

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Sevgili Günlük- Benden Haberler...

       Üstü kapalı anlattığım sıkıntılarımı atıp silkelenmenin zamanı geldi. Geçen hafta sonu eşimin güzeller güzeli, girdiği yere neşe ve ışıltı getiren 22 yaşındaki yeğeni Seda bizimleydi. Bahçede miskin miskin salıncak keyfi yaparken bir söz söyledi ve bana okkalı bir ders verdi. "Ben depresyondaydım ama karar verdim, bugün çıktım", dedi....
       Aslında herşey isetmekle başlar, bunu çok iyi biliriz ama her olayda tekrar tekrar öğrenmemiz gerekir. Zaten bildiğimiz şeyleri, eşref anımızda çok sade bir anlatımla birinden duyarız ve silkeleniriz. İşte Seda da beni silkeledi :)

       Yaklaşık son 10 günü şüpheyle, endişeyle geçirdik. Aileden iki ayrı kişide kanser bulgularına rastlandı. Geçen hafta son anda aldığım siparişlerim dolayısıyla ertelediğimi sandığım, yazlığa taşınma işini aynı zamanda bu sebepten biraz daha ertelemiş olduk. İnternet bağlantımı bile yaptırmıştım, bugün arayıp iptal ettirdim. Bu evi nasılsa gideceğiz diye biraz boşlamıştım, iki gündür tekrar temizledim. Neyse sağlık olsun, hepsi olur.
       Kayınvalidemde sebebi bilinmeyen ve deride bir döküntü yapmayan, içten gelen bir kaşıntı başladı. Sonrası aldığı ilaçlar allerji yapmış olabilir, diye düşünüp doktora gitti. Karaciğer değerleri yüksek çıktı, gözlerde sarılık başladı. Daha önce eşimin halasını aynı belirtilerle pankreas kanserinden, çok kısa süre içinde kaybetmiştik. Doktor da bu şüpheleri doğrulayınca çok endişe ettik. Hafta sonu kaşıntısı için her akşam serum takıldı ama ağzının içine kadar kaşıntısı vardı. Pazartesi için, Ankara'da doktor randevusu vardı zaten. Gittiler ve o günden beri bir sürü tahlil, tetkik, kanser şüphesi eşliğiyle geçen 5 günün ardından bugün dönebildiler.
       Vücudumuz her gün ortalama 1 lt. safra sıvısı salgılarmış. Birşekilde bu sıvı atılamazsa da bu belirtileri verirmiş. Atamamasının sebebi karaciğeri tıkayan bir pankreas tümörü olabilirmiş, taş ya da çamur da olabilirmiş. Taş ya da çamur dedikleri de, o sıvının pıhtılaşmasıyla oluşurmuş. Tümör olmadığı bugün kesinleşti. 1 hafta içinde vücut kendiliğinden atabilirse atacak, yoksa haftaya ağızdan girilerek alınacak. Bu akşam kaşıntı yok ama bulantı ve titreme var. O da normalmiş.
       Böyle durumlarda internetten bilgi edinmek hem iyi, hem kötü. Her okuduğunuzu yakıştırıyorsunuz ve canınız sıkılıyor. Bir yandan da bilinçleniyorsunuz o ayrı.
       Teyzemin de kaburga kemiğinde olmaması gereken bir kitle bulundu ve biyopsi yapıldı. Onun sonuçları 13 gün sonra alınacak. Dualarınızı esirgemeyin. O benim en fırlama teyzem ve ona bu hastalık hiç mi hiç yakışmaz. Üstelik haftaya kızının düğünü var. Ben hariç herkes düğüne Hollanda'ya gidiyor. Ben son anda su koyverdim. Daha sakin bir zamanda gidip, teyzemle Paris' i gezeceğim...

       Bu üstüste gelen sağlık sorunları gerçekten çok üzdü bizi. Bununla kalmasını diliyorum. Bu arada gelen siparişler çok kafamı dağıttı. Nasıl kendimi toparlayıp yapacağım,diyordum ama onları yaparken herşeyi unuttum.
       Bu süreçte buradan, mailden, özelden, telefonla, güzel sürprizlerinizle hep yanımda  oldunuz. Çok teşekkür ederim.Dua etmenin, güzel düşüncenin gücüne inananlardanım. Dünyaya iyi şeyler, güzel şeyler dinletelim, güzel izler bırakalım ki, yankısı geri dönsün. Özellikle haberler açıkken ve siz duyuyorken yemek yemeyin. Bir araya gelip kötü haberleri konuşmayın. Son hafta buraya yazmak istemediğim çok çirkin haberlerle doluydu haber bültenleri. Kötü şeylerin tekrarlanmaması gerek bence. Yediğimize, içtiğimize, evlerimize, hücrelerimize siniyor pis enerjileri. Kaynak suları bunun için temizmiş biliyor muydunuz? Dünya üzerindeki kötülüklerden izole oldukları için. Elmas doğan ruhlarımızı kömüre çevirmeyelim. Çocuklarımızı iyi eğiterek kendi önlemlerimizi alalım. Paranoyaklığa varmadan, onların özgüvenini zedelemeden onları koruyalım, kendilerini korumayı, ifade edebilmeyi, hayır demeyi, cesur olmayı öğretelim. Tv. izlerken, müzik dinlerken bile biz seçici olalım ki, onların da zevkleri gelişsin.
       Yazacak çok şey var ama çok uykum geldi. Yazımı sabaha ayarlıyorum. Hepinize mutlu hafta sonları diliyorum...
       Bundan sonra mavi, masmavi bir postla geleceğim size... (Allah nasip ederse tabii. Bu cümle son hafta bizzat yaşayarak balyoz gibi indi kafama...)