Sayfalar

10 Haziran 2010 Perşembe

Esse Alışverişim

       Esse Mağazalarından İstanbul'a gittikçe alışveriş yaparım. En son Bursa' dan birşeyler almıştım. Esse'nin online satışı başladığından beri, gözüme kestirdiklerim vardı. Geçen hafta sipariş verdim. Cumartesi günü kargom geldi. Birkaç parça üründen biri yanlış gönderilmiş. Bambu bulaşıklık yerine, çelik bulaşıklık yollamışlar. Off, peşine düşmek gerekecek, diye düşündüm, keyfim kaçtı açıkçası. Hafta sonu olduğu için müşteri hizmetlerine telefonla ulaşamadım. Mail attım. Pazartesi tekrar aradım. Telefona çıkan bey, mağazayla görüşüp bana döneceğini söyledi. Aradığımda sabahtı. İkindiye doğru arayıp, yanlış gelen ürünü karşı ödemeli göndermemi söylediler. Salı günü kargoladım. Bugün Perşembe ve asıl istediğim ürün bu sabah elime geçti. Açıkçası böyle hızlı bir işleyiş beklemiyordum. Çok memnun kaldım. İlk alışverişim yanlış gelince, bu online ilk ve son Esse alışverişim, demiştim ama bu sabah itibarıyla öyle düşünmüyorum. Teşekkürler ESSE...

5 Haziran 2010 Cumartesi

Sevgili Günlük- Yaşıyorum :)

       Çok oldu yazmayalı. Boş mu durdum? Aslında hayır. Yazlığa geçince tatil moduna girdik sanırım. Malzemelerim getirdiğim gibi duruyor. Evle ilgili ufak-tefek usta işlerimiz var. Bazıları bitti, bazıları yarım.

       Adam gibi bir ustam var ve bir yıl da beklesem ondan başkasına iş teslim edemeyeceğim için 15 gündür onun boş vaktini bekliyorum. Dün banyo dolaplarımız takıldı. Mutfak için ısmarladığım modern sedirimiz geldi. Marangozumuzun işçiliğine zaten güveniyordum. Dükkan mobilyalarımı da o yapmıştı. Fakat son işiyle beni yine şaşırttı. "Helal olsun ustası", dedim ona. Benimle birlikte düşünen, leb demeden leblebiyi anlayan usta bulmak, hele temiz işçilik yapanı bulmak mucize gibi.

       Sedir ölçüsü verdiğimden beri, minderleri için hayalimdeki kumaşı arıyorum. Persan'da hayran olduğum kumaşlar buldum. Bugün için almaya kararlıydım. Fakat dün sedir gelip yerine konulunca, desenli kumaştan vazgeçtim. Kum rengi çok güzel bir kumaş beğendim bugün ve kumaş siparişi verdim. Minderleri yapacak olan usta bizim taaa deprem öncesi balkon ve oturma odası koltuklarımı kaplayan çok güvendiğim bir usta. O da Perşembe'den önce başlayamam, dedi. Bu kadar bekledim, yine beklerim, dedim. Duvar kağıtçısı bir hafta içinde gelecekmiş. 

       Dekoratif yastıklar ve hayalimdeki perde ve runner için Etsy'den Amy Butler ve Robert Kaufman kumaşlarından sipariş vermek için satıcıdan custom order istedim. Tamam dedi. İki gün boyunca, ben bir an önce satış açılmasını beklerken 3. kez "beğendiğiniz  kumaş satıldı, çok özür vs..."  mesajı alınca satıcıya olan güvenim kendimi çok zorlasam da yerle bir oldu.

       Düşündüm de, bu kadar kuş manyağıyım, evimde verandam dışında, bir de blog arkadaşım Gül'ün yolladığı kasnak tablom haricinde kuşlu bir şeyim yok. Ne ayıp ve yazık değil mi? Şimdi mutfak için kuşlu ve yo yolu birşeyler geliyor. Hafta sonunu atlatıp, başlamam lazım. Usta işi bitene kadar onlar da biter. Annem de bugün telefonda örgü kırlent teklifinde bulundu. Kırlent sapığı olarak, olur, dedim tabii :) Geçen hafta English Home' un buradaki fabrika satış mağazasından müthiş güzel, el işçiliği parçalar aldım. Kurdelalar, kırlentler, düğmeler, neler neler... Bu seferki kadar renkli ve değişik çeşitler hiç gelmemişti. Buram buram antika ve romantizm kokan, eskinin Samanyolu dergisi tadında parçalar aldım. Mutlu ve gururluyum.

       Mutfağım bitsin hepsini çekip çekip gösteririm size de...
       Bu fotoğrafları geçen hafta çektim. Bu bizim sitede akşamları kullandığımız ortak semaverimiz. Bu ara kumrular faaliyette. Her yerde yumurtalarını görüyoruz. Balkona bile yapmış, yazık, düşüp kırılmış yumurtası. Birkaç saat içinde de fotoğraftaki harika görüntüyü yapmışlar baba ve anne kumru. Komşularım yaparken görmüşler. Rahatlarını bozmadık. Şu anda yumurtalar iki oldu. Bakalım çıkacak mı?

       Burası pazara yakın olduğu için, bugünlerde ve yılın hep bu aylarında otlarla kafayı bozmuş durumdayım. Deli gibi gördüğüm her otu alıyorum. Seviyoruz da. En sevdiğim taze kekik. Kahvaltıda domatesle, zeytin ve zeytinyağıyla yemeye bayılıyo-rum-ruz.

       İşte benden haber özeti. Güncel olaylara değinmek isterdim ama bu posta sığacak kadar sığ değil düşüncelerim. Sadece gözümüzü açmak, uyanmak, öteye bakmadan önce önümüzü görmek derdinde olmamız gerektiğini kısaca yazmak isterim. Kendi başımız saracak güçte değilken, ucuz kahramanlıklar ve olası mağduriyetlerle verilmek istenen mesaj duygu sömürüsü düzeyine indiğinde, olaylar-eylemler çok itici geliyor bana. Ben yazınca ne oluyor bilmem ama Nurcu falan olmamakla beraber Fethullah. Gülen'e sonuna kadar katılıyorum. 
      Hepinize mutlu hafta sonları diliyorum...