Sayfalar

24 Şubat 2011 Perşembe

Dekolte Kapatmaca...

 
Uzun zaman önce, kollarına vurularak almıştım bu elbiseyi. Alırken de yakasını kapatmayı düşünerek almıştım.


Birçok yazımda bolca gördüğünüz bu dantel yakalardan biriyle yaptım dekolte kapatma işini.

Altına vanilya rengi dantel çorapla ve bu ayakkabılarımla giydim.
Danteli yakaya dikiş makinasıyla dikerek sabitledim. Fotoğrafta gördüğünüz gibi dikişler hiç belli olmadı...

Elbisenin orjinal fotoğrafını buldum, güncelliyorum. Ben mağazadan almıştım ama burada da satışta. (sayfa 4, üst soldan ikinci)

18 Şubat 2011 Cuma

Önizleme- Pembe Tunik ve Bir de Sevgili Günlük...

       
       Önizleme yazdım ama son izlemesi olur mu bilmem. Bu akşam çok verimsiz geçti. Siparişlerimi dünden bitirip, bu akşam kendim için çok şeyler yapmak isteyip, ne yapacağıma karar veremeyip, hem ortalığı hem de kafamı çok fena karıştırdım çünkü. Kasnak panolardan başlayıp, kumaş sepete geçiş yapıp yapıp, son aldığım jean pantolonun paçasını kısaltıp, ahşap boyamaya karar verip,  kırlent dikmek için kumaşları ortaya döküp, sonra vazgeçip aylar önce aldığım pembe triko kumaşı tunik haline getirdim. Ruhum sıkıldı bu karmaşadan, kendime bu denli zulüm ettiğime, hobinin hobilikten çıkıp kabusum haline gelişine, sırtımın gereksiz ağrımasına şahit oldum. Ne vardı normal insanlar gibi oturup, hatta yayılıp tv karşısında uslu uslu dizi izlesem. Elde var bomba patlamış gibi bir oda, paçası yapılmış ama ütülenmemiş bir jean, yan dikişleri omuzları tamamlanıp, taka, kol ve etek ucu dikişleri ve yaka süslemeleri kalan bir triko tunik, iki tane de rengini beğenmediğim için çöpe giden aplike. Normalde çöpe kolay kolay kumaş atmam ama gözüm görmedi fırlatıp attım gönül rahatlığıyla.

            Birkaç fotoğraf çekip stres atmaya çalıştım. Odanın kapısını sıkıca kapatıp kaçtım.
(Peçeteler Tepe Home) 
 Jean paçalarını orjinal halini bozmadan kısaltıyorum. Biliyorsunuz değil mi bu tekniği?
 
       Bu akşam için asıl hedefim kendim için geçen seneden beri nasıl yapacağıma karar veremediğim keçe runnerlardı. Hatta dün gece oturup desen bile çizmiştim. Fakat, yarından itibaren hafta sonu çok fazla evde olamayacağım için, uzun sürecek bir işe girişmek istemedim, huyumu biliyorum çünkü. Yarım bırakır bir daha da semtine uğramam o işlerin.

İşte bu da böyle ruh halimin aynası gibi bir yazı oldu.... 
(Yazıyı gece yazdım, sabah yayına girecek,siz bu akşamları dün akşam olarak okuyun)

16 Şubat 2011 Çarşamba

Sosis Köpek Kasnak Panolarım

       Uzun zamandır çalışmak istediğim bir figürdü dachshund cinsi köpekler. Çizimi de çok kolay. Yatay bir sosis çizip, uzun burunlu bir kafa, kuyruk ve ayaklar ekliyorsunuz o kadar...
İlk çalışmam buydu. Düz aplike çalıştım. Ayaklar, kuyruk ve kulak keçeden. Daha önce beyaza boyadığım kasnaklara geçirip sabitledim.
 Kırmızı puantiyelinin ayak ve kuyruğunu bütün çalıştım. Aplike dikişini bitirmek üzereyken aklıma geldi. İçine elyaf doldurdum. Boyutlu aplike çalışmış oldum... Burunlarını kumaş ponponlar hazırlayarak yaptım.
 Boyutlu oluşu çok daha sevimlilik kattı figüre. Ailecek çok sevdik kendisini :)
 Mavi çizgili olanın çapı 23 cm. Kırmızı puantiyelinin çapı 20 cm.
     
Bebek, çocuk odalarını, neşeli ortamların duvarlarını süsleyebilecek, bu dekoratif panoların her ikisi de Pasaj ve Emek Sensin'de satışta...     

Poyraz Bebek İçin Kuzulu Kapı Süsü ve Aplike Seti

Bu aralar hep erkek bebekler için çalışıyorum. Uzun süren pembelerle münasebetim sonrasında maviler iyi geldi :)
   Sipariş verirken özellikle kuzu, çit,aydede ve yıldız figürleri çalışmam istendi. Poyraz'ın duvar sticker ve nevresimlerindekilere uydurmaya çalıştım figürleri. Yine dayanamayıp ağaca minik bir kuş yerleştirip imzamı attım ama :)

    Kapı süsünü set olarak hazırladım. Yukarıdaki aplike setini duvar, dolap ve tüllerde kullanmak üzere yapmamı istediler.
 Kutulanmış hali...

...ve imzalanmış hali...
Poyraz bebeğin dünyaya gelmesine sayılı günler kalmış. Hayırlısıyla, sağlıkla dünyaya gelmesini diliyorum.

Siz de benzer bir set sahibi olmak isterseniz Emek Sensin ve Pasaj'da satışta...

15 Şubat 2011 Salı

Sevgili Günlük- Cici Gözlerle Döndüm

       Sömestr tatilinin ikinci haftası hemen her sömestrde olduğu gibi İstanbul'daydım. Bu seferki 3 yıldır düşündüğüm fakat çeşitli sebeplerden dolayı bir türlü olamadığım lasik ameliyatı içindi. Biraz da gezeriz diyerek sömestr tatiline denk getirdim randevumu..

       Ortaokul yıllarından beri gözlüğüm var. Var ama kullandığım günleri toplasanız 2 yıl etmez. 3 yıl lens kullandım, gözlerimde aşırı kuruluk yaptı, devam edemedim. En son 2 yıl önce aldığım gözlüğümü de sadece okurken, iş yaparken kullanıyordum. Gözlük kullanmak bana zulüm geliyor eskiden beri. Estetik olarak ta hoşlanmıyorum. Bu arada gözlük numaralarım -4 ve -4.5 olmuş.

       İki yıl önce Nisan ayında yazdığım yazımda kesinlikle laser ameliyatı olamayacağımı belirtmiştim. O sıralar Dünyagöz Ataköy şubesindeki doktorum keratokonus teşhisi koyup bu sonuca varmıştı. Geçen yıl rutin kontrol için Etiler şubesine gittim. Oradaki doktorum ve aynı zamanda şimdiki ameliyatımı yapan doktorum iki ölçüm arasındaki farkı aşırı olağanüstü bulup, bana konulan keratokonus teşhisinin doğru olmadığını söyledi. İki ölçüm arasındaki bu denli açık farkın olabilirliği için operasyon geçirmiş olmam gerektiğini, yanlış ölçmeden kaynaklanan bir sorun-fark olduğunu belirtti. Lasik için şartları uygun buldu, fakat ben iki ayrı teşhisten dolayı ikna olamadım. Kafamda soru işaretleriyle eve döndüm.

       Geçen Pazartesi için randevu alıp, hikayemi bildiği için tekrar Etiler Dünyagöz'e, yine aynı doktora ( Baha TOYGAR ) gittim. Tekrar yapılan ölçümler ve karşılaştırmalar sonucu, doktorum lasik için uygun olduğumu söyleyince hemen ertesi gün için ameliyata karar verdim. Salı sabah 09:00'da hastanedeydik. 10:00 gibi ameliyathaneye alındım. Yeşil kostümlerle içeride 1,5 saat süren, tansiyonumu yerlerde süründüren, sıkıntılı bir bekleyiş sonunda ameliyata alındım. İLASİK+ Wavefront denen yöntemle 10 dk. lık bir operasyon geçirdim. Daha önce klasik laser ameliyatlarında yapılan bıçakla kesi olayı bu teknikte yok. Bu sebeple de iyileşme de daha çabuklaşıyor ve bıçaklı yönteme göre görüş kalitesi 3 kata çıkıyor-muş. Ayrıca isteğe bağlı, birlikte uygulanan Wavefront teknolojisi tamamen kişiye özel bir tedavi ve özellikle yüksek astigmat sorunu olanlar için biçilmiş kaftan.


       INTRALASE (Bıçaksız Lazer)™ ve WaveFront ™ ‘un kombinasyonu ile uygulanan iLASIK sayesinde görüş kalitesinde %120’ye* varabilen artış sağlanmaktadır ve elde edilen yüksek başarı kalıcıdır. 
(Dünyagöz'den alıntıdır)
     
       Ameliyat sonrası 15 dk. dinlendirilip eve gönderildim. İlk çıktığım anda gözümde bulanık görme vardı. Bir de gözkapaklarım ağırlaşmıştı. Doktoruma sordum. Koruyucu lens takılmış, sebebi buymuş. Riske girmemek için o günü evde dinlenerek geçirdim. 2-3 saat sonra yarım saat süren hafif bir yanma,batma,sulanma dışında hiçbir zorluk hissetmedim. Amelitay sonrası gözleri çok sıkıca kapatmak, göze su, sabun,şampuan vs. kaçırmak, göz makyajı yapmak yasak. 3 ayrı damla kullanılıyor. Damlaların biri bir hafta, diğeri 3 hafta, bir diğeri de 3 ay kullanılacakmış. İlk zamanlar damlaları, saatleri karıştırıyordum ama şimdi düzene girdi.

       Ertesi sabah kontrole gittik. Lensler çıkarıldı ve tekrar görme testi yapıldı. Sol gözümde görüş  %100, sağ gözümde %80 artmıştı. Sağ gözümde eskiden beri göz tembelliği vardı. Göz tembelliği tedavi edilemiyormuş. Fakat görme kalitem 3 aya kadar artarak devam edecekmiş. Kontrolden sonra dönüş gününe kadar  hafiflemiş, rahatlamış ve ipini koparmış bir halde gezdik, gezdik,gezdik... Yollarda, alışveriş merkezlerinde bir köşede elinde göz damlası, gözüne damla yapan, çipil çipil gözlü bir kadın gördüyseniz, o bendim işte :)

       Şu sıralar bu operasyon sonrası erken dönemde görülmesi normal olan yakını görme netliğinde ara ara sorun yaşıyorum. O da geçiciymiş. Bir de eski alışkanlık, her gördüğümü gözüme sokup okumaya çalışmak. Kitaba, bilgisayara, yaptığım işlere göz uzaklığı ayarımı yapma aşamasındayım hala.

       Ameliyattan iki gün sonra bu ameliyatın videolarını izledim. İyi ki baştan izlememişim. Hiçbir kuvvet beni o masaya yatıramazdı. Sizin de aklınızda olsun; ameliyata karar verdiyseniz, öncesi sakın bu tür videoları izlemeyin. O esnada hiçbir acı hissetmiyorsunuz ama görüntüler işkence görüntüsü gibi. Göz kapaklarınıza, gözlerinize yapılan bu ilginç muamelenin en ufak acı vermemesi inanılası birşeymiş gibi gelmiyor. Benden söylemesi...

       Hala alışkanlık ya, bilgisayara otururken, çalışma odama giderken gözlüğümü arıyor elim. Sonra ona artık ihtiyacım olmadığını düşünüp her seferinde daha da mutlu oluyorum. Allah'ım sana şükürler olsun bu muhteşem zeka ürünü teknolojiler için, bunlardan faydalanmaya beni layık gördüğün için...Bugün ameliyattan sonra ilk kez göz kalemi ve rimelimi sürdüm. Mutlu oldum. Kadın olmak ne güzel, her minik ayrıntı mutlu edebiliyor bizi. Detaylarda mutsuzluk arayan tipler bunun dışında tabii. Sakın siz öyle olmayın...

       Yeni gözlerimle ilk olarak iki tane bebek kapı süsü yaptım. Daha sonraki yazılarımda paylaşırım... 
Dün Kandil ve Sevgililer Günü idi. Geçti ama kutlu olsun yine de. Allah dualarınızı herkes için hayırlıysa kabul etsin ve seveniz, sevdiğiniz bol olsun, gerçek olsun...

5 Şubat 2011 Cumartesi

Magnet Nişan Kuşları- Çok fotoğraflı :)

    
       Renkli keçe kuşlarımın önizlemesini bir önceki postta paylaşmıştım. Bir haftadır elimdeler. Herbirine kaç kez dokunduğumu sayamadım ama sonuç içime sindi.
       Kargo için kolilerken onlara son kez baktım ve hepsinin ayrı ayrı evlere uçacak olması bana çok ilginç ve hoş geldi.

      
        Bizde söz-nişan törenlerinde süslü mendiller dağıtma adeti vardır. Hatta kendi söz mendillerimi de kendim yapmıştım.Bu kuşlar da bir nişan töreninde, misafirlere hatıra olarak dağıtılmak üzere sipariş verildi.Arkalarında mıknatıslar var. Magnet olarak kullanılabilecekler.
 Sepetteki papyonlu bay ve tül şapkalı bayan kuşa dikkatinizi çekerim :)

       Zaman çok azdı, malzemem yeterli değildi ya da hiç yoktu, altından kalkabilir miyim diye endişe duydum ama kimi insanın işi rast gider ya, öyle oldu ve hiç sıkılmadan, bunalmadan bitirebildim nihayet. Nişan sahipleri isim ve tarih yazan metal plakalar bastırdılar, bana kargoyla gelip tekrar dönmesi zaman azlığından dolayı olamadı. Plakaları kuşların boyunlarına kendileri takacaklar.
 İlk fotoğraflar kuyruklarının ponponsuz halleri. Bunlarsa son halleri.
 Buzdolabının üzerindeki halleri çok dayanılmazdı. Onlardan zor ayrıldım:)

       Daha önce sünnet törenlerinde dağıtılmak üzere yaptığım nazar temalı kuşlar ve setini burada paylaşmıştım.

3 Şubat 2011 Perşembe

Önizleme-Keçe Kuşlar

Çok şekerler, çok tatlılar. Şu kasvetli haftada terapim oldular. İnsan keçe kuş yemek ister mi? Ben istiyorum.
Bir gün kestim, bir gün diktim, birgün doldurdum, birgün kanatları hazırladım. Bugün göz yapma ve olabilirse sepet süsleme günü...

Çok güzel bir ailevi organizasyonda, mutlu bir günde dağıtılmak üzere yapılıyorlar. Biraz daha işleri var 
Şükredecek o kadar çok şeyimiz var ki... Bugün bunu daha iyi anladım ve tüm sevdiklerimi daha da çok sevdim. Hayatımdaki tüm olumsuzlukları bile sevdim. Sağlıklıyız, yaşıyoruz, bir çatımız var, ne güzel, dedim.

En güzel şey sağlık...