Sayfalar

22 Haziran 2009 Pazartesi

Şimdi Sen Bir Su Ol...

SU OLDUĞUNU DÜŞÜN... Şimdi sen "su" olduğunu düşün. Su kadar özel, su kadar faydalı ve su kadar çok, tükenmez... İnanıyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çeşmelerden dökül, ister göklerden yağ, ister nehirler dolusu ak; dibi olmayan bir kovayı dolduramazsın. Yani seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsın... Unutma; daha çok bağırdığında daha çok dinlenmezsin... Gürültünün parçası olursun sadece!.. Suyun yanında olanlar suyu en az içenlerdir. Çünkü; "Su nasılsa burada, lüzum yok ki suyu kana kana içmeye" diye düşünürler... Aynen, sesini sürekli duyanların seni dinlemedikleri gibi! Ormandaki hiç bir hayvan, ırmağın gürültüler koparan yerinden su içmeye calismadi şimdiye kadar. Hepsi, hep sabahın en sakin anını bekledi; suyun durgun yerlerini bulabilmek için gittiler ve sakin sakin ihtiyaçlarını giderdiler; Onlar için en uygun olan ve kendi istedikleri zamanda... Sen, hep bir su olduğunu düşün. Su gibi güzel, su gibi yararlı, su gibi vazgeçilmez... Ve su gibi hayat kaynağı olduğunu duşun. Ama su gibi yaşatıcı ol ; Su gibi yıkıcı, sürükleyici ve öldürücü değil!.. Sen bir su ol... Ama rahmet ol; afet değil! Su isen tarlalarını basma insanların, yuvalarını yıkma, ocaklarını söndürme; Sana "felaket" denmesin! Su isen bir bardağa sığabil ki; damarlara giresin!.. Su; yüce Allah'ın insanlar için yarattığı en büyük nimetlerden biri... Ve suya benzediğini unutma! Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi faydalı, su gibi lüzumlu ve su gibi bitmez-tükenmez olduğunu da unutma. Ayrıca su gibi sakin olabileceğin gibi, su gibi de "kıyametler" koparıcı olabileceğini unutma... Unutma; Senin işin rahmet olmak, afet değil! Vadiler varken önünde ve ovalar varken yayılabileceğin; küçük ırmaklara ayırabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, hayat verirsin çevrene. Ve yaşayabilirsin dünya dönmesine devam ettiği müddetçe... Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen; korkulan ve kaçılan olursun seller, afetler gibi... Tercih elindeydi hep ve hep de "senin" ellerinde olacak... Ya tutmayı öğreneceksin dilini veya hiç durmadan konuştuğun için, sadece bomboş ve anlamsız sesler çıkartan birisi olduğunu zannettireceksin çevrendeki insanlara! Ama yapman gereken şu değil mi? Düşüneceksin ne zaman ne söyleyeceğini. Düşüneceksin kimin dinleyip dinlemediğini, kimin anlayıp anlamadığını. Düşüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarını anlatabildiğini... Hatta anlayanların anladıklarının da senin anlattıklarının ne kadarı olduğunu düşüneceksin... Ve konuşmak için en uygun zamanı bekleyecek, en az ama en uygun kelimeleri seçmeye çalışacaksın... Ahmak olmayan yolcuların, önceden aldıkları biletleri ceplerinde olduğu halde, saatlerini kontrol ederek, vakit yaklaştığında, vapurun kalkacağı iskelede hazır olmaları gibi, sende fikrini bildireceğin kişinin "kıyıya yanaşmasını" bekleyeceksin !.. Demeyeceksin; "Ben canim isteyince giderim iskeleye, vapur da o saniyede gelmek zorunda!.." Demeyeceksin; "Ben aklıma geleni aklıma geldiği bicimde söylerim. Karsımdaki de değil duymak, değil dinlemek, anlattığımdan bile fazlasını anlamak zorunda!.." Keşke öyle olsaydı. Keşke hakli olsaydın, ama maalesef degil... Ağzını açıp" Şelaleden dökülen suyu" içmeye çalışan bir tavşan gördün mu hiç?.. Veya önüne çıkan ağaçları dahi sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye uğrasan bir ceylan gördün mü? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasını bekler; beyni olan her yaratık gibi! Hadi... Sen simdi "su olduğunu" düşün ve kendini "su gibi" hisset... Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlı... Su gibi hayat kaynağı ve su gibi bitmez-tükenmez olduğunu hatırla... Ama yine su gibi "bir küçük bardağın içine" sığdır ki kendini; girebilmeyi öğren insanların damarlarına. Hayat ver... Vazgeçilmez ol !.. MEVLANA

4 yorum:

icimdeki yolculuk dedi ki...

ne kadar güzel

♥ŞANSLI♥ dedi ki...

Canım ne güzel bir paylaşım olmuş.
Söylenecek ne çok şey varmış su hakkında.Zevkle okudum doğrusu.Allah yokluğunu göstermesin.Teşekkürler.
Hayırlı sabahlar...

ella dedi ki...

çok güzel bir yazı.

nrhnmrl dedi ki...

gönül dolusu teşekkürler