Evet, Çarşamba'dan beri Cunda'dayız. Otelimiz fotoğraflarda göründüğünden çok daha güzel çıktı. Odalardaki konfor, estetik ve teknoloji muhteşem. Her detay düşünülmüş. Oda sayısı az olduğu için hizmet te olağanüstü hızlı ve düzgün. Oteli ben bulduğum için, eşimle konuşurken sürekli kendime pay çıkarıyorum, o başka :) Bu arada Yaprak Dökümü' nün Tahsin'i "Ahmet Saraçaoğlu" ve eşi, Haneler'in Yaban'ı "Fırat Doğruloğlu", "Melisa Sözen" ve eski bir devlet bakanımız da buradalar.
Perşembe akşamı güneşin batışını izlemek üzere Şeytan Sofrası'na gittik. Fakat nasıl bir izdiham anlatamam. Bütün Ayvalık'taki insan ve araçlar oradaydı sanki. Farkında olmadan süper bir zamanlamayla, gittik, oturacak yer bulduk, 3 dk.ya kalmadan güneş battı ve biraz dolaşıp otele döndük. Eşim, "gidince kimseye Şeytan Sofrası'na gidin demeyeceğim. Herkes birbirine söylediği için gereksiz ünlenmiş, nereye o kadar yüksekten baksan etkilenirsin" , diyerek olayı bitirdi. Doğruyu söylemek gerekirse ben de beklediğimi bulamadım. Güneşin batışını bizim oralardaki tepelerden de aynı ekilde izledik çoğu kez, belki ondandır. İnsan kalabalıklığı ve gürültüsü dolayısıyla büyüsü bozuldu belki de bilemiyorum...
Denizden babam çıksa yerim cinsinden olan oğlumla ben, deniz ürünlerine doyduk bu gece. Cunda'ya gidip yenecekler arasında kabakçiçeği dolması (çok çok sevdik), değişik otlar (deniz börülcesi, asparaça, hindiba, turp otu) midye dolma, kalamar, tekir balığı yedik. Daha tadına bakmadığımız onlarca ot ve adını duymadığım balık çşidi vardı. Cunda'ya özel Papalina balığı istedik ama mevsimi değilmiş. Tekir balığını da ilk kez yedik. Mis gibi deniz kokan, görüntüsü barbuna benzeyen, bence barbundan çok daha lezzetli bi balıktı. Servis te çok ilgili ve hızlıydı.
Fotoğrafları dün akşam yemeği için gittiğimiz Cunda merkezde çektik. Ününü çok kişiden duyduğumuz Bay Nihat'ta yiyecektik ama reservasyonsuz düzgün bir masa bulmamız mümkün olmadı. Pazartesi' ye kadar da dolu deyince, yine daha önce nette gördüğüm , meşhur Taş Kahve'nin hemen yanında, Artur'da karar kıldık. Bir de Deniz Restaurant vardı ününü duyduğum. Onu henüz denemedik.
Yemeğin üzerine Taş Kahve'de güzel bir dibek kahvesi içelim, dedik ama yer bulmak ne mümkün. Kahve keyfimizi yarın akşamüstüne erteleyip, hediyelik alışverişimiz için Cunda Sahil Pazarı' na daldık. Aşağıdaki vitrin pazardaki bir sokaktan. Otantik giysiler satan bir dükkandı. O dikiş makinasına bayıldım.
May 23rd, 2010 at 21:14 e-mail yayınlanmaz ve gerekli demişsiniz bu formda. Bu nedenle gerçek emailimi yazdım bu forumu yöneten kişi sanırım emailimden websitemin adresinide görebilir. Zira aynı isimle gittigidiyorda daha geçen sene 2009 başında satışa başlayan ve 2009 da 7500-8000 adet satış yapan bir satıcıyım. Yukarıdaki arkadaşın verdiği isimlerde , binanın kat numarasıda doğru hatta bir de 3. katta müdür beyle görüşecek.
Ancak endişelenmeye gerek yok. Evet faturasız işlem yapan herkes ceza yiyecek ve her zaman olduğu gibi Ankaradaki maliye bakanlığı İzmir ilini pilot bölge seçti.
Ben bakanlıkta bekleyen internet satışına yönelik kanunun çıkmamasından ve muhasebecimin ısrarları üzerine allahtan kayıt altına girmiş ve gelirler müdürlüğüne diyerek tüm satışlarımı muhasebeleştirmiştim. Zira beni çağırdıklarında masada 120 bin liralık sadece 2009 ait ceza beni bekliyordu. 2010 mayıs itibarı ile satışlarımın 18000 adete ulaştığı düşünülürse , 300 bin lira civarı bir ceza ödemek durumunda kalacaktık.
Bireysel hesaptan satış yapanların tamamı artık işletme kurmak, muhasebeci tutmak stopaj ödemek ve bağkurlu olmak durumunda. Bu herhalde sadece Türkiye’de olur. 2000 yılından bu yana Amerikan eBay sisteminde satış yaparım, tüm Dünya yapar ne avrupa ülkelerinde ne de afrikada böyle bir uygulama yok.
Hepimize geçmiş olsun.
Belge sormuşsunuz ancak bulamazsınız zira görüşmede her faturasız işlem için 160 lira ceza tutanağı imzalatıyorlar ve evinize 4 ay içinde postayla gönderiyorlar. Benim 7500 satışı 750 kişiye yaptığım tespit edilmiş ellerinde de 750X160 tam 120 bi n liralık ceza vardı. Yan masadaki çoçuk gitar teli alıp satıyormuş 9 eylülde öğrenci.
Kısacası bu dalga tüm illere yayılır yakında bakalım İstanbullular ne yapacaklar. Zira 1 haftada İzmirden satış yapan GG dükkan sayısı %80 azaldı. Buyrun GG den bakın isterseniz.
Geçmiş olsun